+90 544 386 23 99    info@elgityayincilik.com

Blog & Haberler

Tips & Tricks

Çocuk ve Zekanın Gelişimi

Çocuk ve Zeka

Zekânın genel tanımlarının dışında zekâ ile ilgili çok çeşitli tanımlamalarda mevcuttur.

Zekâ, akıl yürütme planlama problem çözme, soyut düşünme karmaşık fikirleri anlayabilme hızlı öğrenme ve deneyimlerden öğrenmeyi kapsayan genel bir zihinsel kapasitedir. (Furnham, Adrian 2015).

Bizim için önemli olanın zekânın göreceli boyutunu bir yana bırakarak zekânın ortaya çıkarılabilir boyutu üzerinde durmalıyız. Öncelikle şunu belirtmeliyiz. Herhangi bir üst düzey sağlık sorunu bulunmuyorsa kişilerin modern tıp dilindeki ismi ile IQ aralığı 70-120 arasında değişmektedir. 70’in altında olan kişilerin zekâ geriliği olduğu 120’nin üzerinde olanların ise üst düzey zekâya sahip oldukları konusundaki tartışmalar kesinlik kazanmıştır. Her iki aralığa sahip olan kişiler için yapılacak olan kişiler için verilecek eğitimlerin farklılık göstereceğini belirterek bizler normal aralıkta yer alan kişiler için neler yapılacağını tartışacağız.

İlk olarak şunu belirtmeliyiz ki çocuklarımızın zekâları bizim bilgimizle orantılıdır. Şöyle ki çocuklarımız doğdukları ilk anda itibaren dünyada karşılaşabilecekleri tehlikelere karşı ilk deneyimleri ve bilgileri bizim bilgimiz çerçevesinde öğreneceklerdir. Bu nedenle bizim bilgimiz ölçüsünde çocuklarımız yeni şeyler öğrenecekler ve kendilerine yeni bir şeyler katabileceklerdir. İnsanların ilgileri doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmalar göstermiştir ki insanlarda çok farklı alanlarda çeşitli zekâlar bulunmaktadır. Bu zekâ araştırmalarının en kabul görenlerinden birisi olan Gardner’ın Çoklu Zekâ Modeli kuramı zekâyı sekiz alt başlıkta ele almıştır. Bu zekâ alanları Matematiksel zekâ, Sözel-dilsel zeka, Müziksel-ritmik zeka, Görsel-uzamsal zeka, Bedensel-kinestetik zeka, Doğacı zeka, Sosyal zeka ve Öze dönük zeka olarak sınıflandırılmıştır.

Zekanın bu kadar farklı alanlarının olması onun aslında ne kadar zengin bir işleve sahip olduğunun da göstergesidir. Çünkü zeka aslında bireyleri sadece bir boyuta odaklanmasının önüne geçmektedir. Her insanda bu zeka alanlarının tümünün mevcut olduğunu öne sorun Gardner, insanların bu alanlardan bir yada bir kaçını daha ileri düzeyde geliştirebileceğini savunur. Toplumumuzda genel inanış olarak hüküm süren çocuğumuzun zekasının yalnızca matematik dersinde başarısına göre değerlendirilmesi konusunun ne kadar yanlış bir inanış olduğu böylelikle ortaya konmaktadır. Çünkü çocuğumuz belki de bu durumun bir sonucu olarak kendisini daha da geliştirebileceğine inandığı alanlarda gelişmek yerine bir alana odaklanacak ve diğer zeka alanlarının giderek körelmesine neden olacaktır.

Anne-babalar bu konuda çocuklarını yalnızca matematik dersinde başarılarına göre değerlendirmek yerine çocuklarını birden çok alana yönlendirmeli böylelikle çocuğunun ilgilerini belirlemesine yardımcı olmalıdır. Çocuğunuz belki de hiç olmadığı kadar iyi resim çiziyor olabilir ya da hiç olmadığı kadar müziksel ritimleri yakalıyor olabilir. Hiç tahmin edemeyeceğiniz şekilde matematiksel rakamlarla adeta dans edercesine toplama ve çıkarma yapabilir. Burada şunu da belirtmekte yarar görüyoruz hiçbir zeka alanının birbirinden kesin sınırlar ile birbirinden bağımsız olmadığını birbiri ile ilişkili olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin bir çocuk çok iyi sözel ve dilsel yeteneğe sahip olabilir. Ancak çok iyi ve pratik olarak matematik işlemi yapamayabilir.


about Burak ELGİT

Soru, görüş ve önerileriniz için sosyal medya hesaplarımdan dilediğiniz zaman yazabilirsiniz.